Pages

28 Şubat 2012 Salı

Kimse Duymasın ''Süleyman Öldü''

Yıl 1566. Kanuni iyice yaşlanmış durumda. Otur oturduğun yerde değil mi?
Hayır, o yine sefere çıkmaya hazırlanıyor. On bir yıldır sefere çıkmayan
padişahın kanına Sokullu Mehmed Paşa giriyor ve onu kandırıyor. Adamcağızda
...zaten atalarından kalma gut hastalığı var.

İstanbul'dan çıkıldı yola. Zigetvar'a üç ay sonra gelindi. Padişah artık
komada. Gitti gidecek. Dolaşamıyor, ayağa kalkamıyor, ama hastalığı askerden
saklanıyor. Yoksa askerin morali bozulacak ve geri dönülecek. Ve beklenen oldu.
Muhteşem Süleyman 7 Eylül 1566'da öldü.

Sokullu ne yaptı peki? Askerlere hiç birşey belli etmedi. Usulüne uygun,
kimselere duyurulmadan yıkandı, namazı kılındı ve iç organları alınıp, hemen
yatağının altındaki toprağa gömüldü. Bedeninin dış kısmı çeşitli maddelerle
kaplandı, kokması önlendi, tabuta kondu. Ertesi günü Zigetvar kalesi alındı.

Kanuni'nin ölümü kırk sekiz gün saklandı. Sanki Kanuni yazıyormuş gibi
Hatt-ı Hümayunlar bile yazdırıldı. Dönüş yolunda Hasan Ağa, Kanuni'ye benzediği
için onun giysilerini giydi, orduyu selamladı ve saltanat arabasıyla dönüş
yolculuğu başladı. Bu yolculukta hiç kimsenin bilmediği, duymadığı bir de ölü
vardı ki, o da Kanuni Sultan Süleyman, Muhteşem Süleyman, Büyük Türk ünvanlı
koca bir padişahtı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder